Küçük buzul çağı, küresel ölçekte gözlemlenen ve sıcaklıkların bugüne kıyasla 1 - 1,5 derece azaldığı bir soğuma dönemidir. Başlangıcı ve bitişi hakkında farklı görüşler olmakla beraber ortalama olarak M.S. 1300 ile 1900 yılları arasında yaşanmıştır.
Küçük buzul çağının başlamasına sebep olan başlıca iki doğal süreç vardır.
1 - Güneş lekelerinin azalması (Maunder Minimum) :
Güneş lekelerinin bu dönemde azalması dünyanın soğumasında rol oynayan etkenlerden biridir. 1645-1715 yılları arası buzul çağının en soğuk dönemi olmakla beraber güneş lekelerinin en durgun olduğu yani güneş yüzeyinin en soğuk olduğu dönemdir.
1420 - 1570 yılları arasında Spörer Minimumu,
1645 - 1715 yılları arasında Muander Minimumu,
1795 - 1823 yılları arasındaki Dalton Minimumu,
2 - Volkanik Faaliyetler :
Orta çağ sıcak döneminde volkanik aktiviteler oldukça az yaşanmıştır fakat 1257 yılında Samalas dağının patlamasıyla bu periyot tersine dönmüştür.
Bilindiği üzere volkanik patlamaların atmosfere bıraktığı kükürt stratosfere ulaştığı zaman güneş ışınlarını yansıtan sülfirik asit parçalarına dönüşür. Bu sayede dünyaya gelen enerjinin bir kısmı yer yüzüne ulaşmadan geri yansıtılmış olur ve dolaylı olarak dünyanın sıcaklık ortalaması düşmeye başlar.
Yanardağ patlamalarıyla ilgili daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Tıklayınız
Küçük Buzul Çağı Doğal Ve İklimsel Olay Kronolojisi :
- Büyük Volkanik patlamalar sonucu ani soğuklar 1258
- Küçük Buzul Çağı Başlangıcı 1300’ler
- Şiddetli fırtınalar ve tahmin edilemeyen iklimsel salınımlar 1400’ler
- Soğukların Artması 1580
- Alp Dağları Buzullarının ilerlemesi 1500-1600
- Huanyaputine volkanının patlaması 1600
- Muander minimumu 1645-1710
- Küçük Buzul Çağının en soğuk dönemi 1670-1710
- Nispeten sıcak ara dönem 1710-1740
- Kuzey Yarım Kürede buzul ilerlemesi 1740-1760
- Tambora volkanı patlaması 1816
- Küçük Buzul Çağı sonu 1850’ler
Küçük Buzul Çağının Dünyadaki Bazı Etkileri :
Öncelikle 1621 yılında haliç ve boğazın tamamen donması diyebiliriz. Boğazın donmasıyla İstanbul'a gemiler gelememiş ve kıtlık başlamıştır. Dönemin padışahı 2. Osman'a ''Uğursuz Padişah'' lakabı takılmıştır. Halk 1 yıl sonra 2. Osman'ı tahttan indirmiştir.
Haliç ve boğazın 1657'de bir kez daha donmasıyla halk Sütlüce ile Defterdar iskelesi arasını yürüyerek geçebilmiştir.
Son 1000 yıldır İstanbul boğazı bir kaç kez dondu. İstanbullular en son 1954'de boğazdan geçen buzların üzerine çıktılar.
1410'dan sonra Grönland'ın etrafındaki buz, son viking adasının bağlantılarını kesti ve 1500'e gelindiğinde adada ki herkes açlıktan ölmüştü.
Soğuk yüzünden Kuzey Avrupa'dan binlerce insan Amerika ve Güney Avrupa'ya göç etti.
1850'de İskandinavya'da soğuk 100 bin Norveçli'nin ölümüne neden olmuş, binlerce insan da açlıktan kaçmak için Atlantik'i aşmıştı. 1860–1890 arasında iki milyon İsveçli Yeni Dünya'ya göç etti.
Bu örnekler daha da arttırılabilir ancak yazını sadeliği ve sonuçların etkisini anlamamız bakımından yeterli diye düşüyorum.
Genel olarak dünyamızdaki doğal olaylar ve buna bağlı olarak sıcaklık değişimleri insanların yaşam biçimini, alışkanlıklarını, yaşadıkları çevreyi ve hayatlarının bütün evrelerini olumsuz yönde etkileyen bir durum. Bu sadece soğuma için değil aynı zamanda bunun tam tersi ve çağımızın problemi küresel ısınma içinde geçerli.
Neyse konuyu fazla dağıtmadan bitireyim. Küresel ısınmaya girersek işin içinden çıkamayacağız gibi duruyor
Küçük buzul çağının başlamasına sebep olan başlıca iki doğal süreç vardır.
1 - Güneş lekelerinin azalması (Maunder Minimum) :
Güneş lekelerinin bu dönemde azalması dünyanın soğumasında rol oynayan etkenlerden biridir. 1645-1715 yılları arası buzul çağının en soğuk dönemi olmakla beraber güneş lekelerinin en durgun olduğu yani güneş yüzeyinin en soğuk olduğu dönemdir.
1420 - 1570 yılları arasında Spörer Minimumu,
1645 - 1715 yılları arasında Muander Minimumu,
1795 - 1823 yılları arasındaki Dalton Minimumu,
2 - Volkanik Faaliyetler :
Orta çağ sıcak döneminde volkanik aktiviteler oldukça az yaşanmıştır fakat 1257 yılında Samalas dağının patlamasıyla bu periyot tersine dönmüştür.
Bilindiği üzere volkanik patlamaların atmosfere bıraktığı kükürt stratosfere ulaştığı zaman güneş ışınlarını yansıtan sülfirik asit parçalarına dönüşür. Bu sayede dünyaya gelen enerjinin bir kısmı yer yüzüne ulaşmadan geri yansıtılmış olur ve dolaylı olarak dünyanın sıcaklık ortalaması düşmeye başlar.
Yanardağ patlamalarıyla ilgili daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Tıklayınız
Küçük Buzul Çağı Doğal Ve İklimsel Olay Kronolojisi :
- Büyük Volkanik patlamalar sonucu ani soğuklar 1258
- Küçük Buzul Çağı Başlangıcı 1300’ler
- Şiddetli fırtınalar ve tahmin edilemeyen iklimsel salınımlar 1400’ler
- Soğukların Artması 1580
- Alp Dağları Buzullarının ilerlemesi 1500-1600
- Huanyaputine volkanının patlaması 1600
- Muander minimumu 1645-1710
- Küçük Buzul Çağının en soğuk dönemi 1670-1710
- Nispeten sıcak ara dönem 1710-1740
- Kuzey Yarım Kürede buzul ilerlemesi 1740-1760
- Tambora volkanı patlaması 1816
- Küçük Buzul Çağı sonu 1850’ler
Küçük Buzul Çağının Dünyadaki Bazı Etkileri :
Öncelikle 1621 yılında haliç ve boğazın tamamen donması diyebiliriz. Boğazın donmasıyla İstanbul'a gemiler gelememiş ve kıtlık başlamıştır. Dönemin padışahı 2. Osman'a ''Uğursuz Padişah'' lakabı takılmıştır. Halk 1 yıl sonra 2. Osman'ı tahttan indirmiştir.
Haliç ve boğazın 1657'de bir kez daha donmasıyla halk Sütlüce ile Defterdar iskelesi arasını yürüyerek geçebilmiştir.
Son 1000 yıldır İstanbul boğazı bir kaç kez dondu. İstanbullular en son 1954'de boğazdan geçen buzların üzerine çıktılar.
1410'dan sonra Grönland'ın etrafındaki buz, son viking adasının bağlantılarını kesti ve 1500'e gelindiğinde adada ki herkes açlıktan ölmüştü.
Thames nehri kış ayları boyunca donmuş ve zamanla insanlar nehrin üzerine panayır, dükkan vs kurmuşlardır.
Abraham Hondius’un “Donmuş Thames” tabloları Kasım 1676
Soğuk yüzünden Kuzey Avrupa'dan binlerce insan Amerika ve Güney Avrupa'ya göç etti.
1850'de İskandinavya'da soğuk 100 bin Norveçli'nin ölümüne neden olmuş, binlerce insan da açlıktan kaçmak için Atlantik'i aşmıştı. 1860–1890 arasında iki milyon İsveçli Yeni Dünya'ya göç etti.
Bu örnekler daha da arttırılabilir ancak yazını sadeliği ve sonuçların etkisini anlamamız bakımından yeterli diye düşüyorum.
Genel olarak dünyamızdaki doğal olaylar ve buna bağlı olarak sıcaklık değişimleri insanların yaşam biçimini, alışkanlıklarını, yaşadıkları çevreyi ve hayatlarının bütün evrelerini olumsuz yönde etkileyen bir durum. Bu sadece soğuma için değil aynı zamanda bunun tam tersi ve çağımızın problemi küresel ısınma içinde geçerli.
Neyse konuyu fazla dağıtmadan bitireyim. Küresel ısınmaya girersek işin içinden çıkamayacağız gibi duruyor