Bildiğiniz üzere Dünyamız çok zor zamanlardan geçiyor. 3 hafta önce Dünya Sağlık Örgütü yeni tip korona virüsü (Covid_19) pandemi ilan etti. Bunun üzerinde tüm Dünya'da olduğu gibi ülkemizde de sıkı önlemler alındı. Okullar uzaktan eğitime başladı ve insanların sosyal mesafelerine dikkat etmesi konusunda çok sıkı uyarılar yapıldı. Yapılan uyarılardan bir tanesi kişisel temizlik. Ellerimizi çok sık yıkadığımız şu zamanlarda, çoğunluğun da evde olmasıyla beraber su tüketimi ciddi oranda arttı. Peki şu durumda bizim yapmamız gerekenler nedir? Baraj doluluk oranları ne durumda?

Geçen seneye göre yağış bakımından çok daha kurak bir kış geçiyoruz. Yağış olarak Türkiye geneli az yağış aldı ve bu durum barajların doluluk oranlarını da ciddi oranda etkiledi. Size şimdi Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün kendi sitesinde bulunan son 5 aylık yağışların istatistiki verilerini paylaşmak istiyorum.

Türkiye genelinde son 5 ayı baz aldığımızda genel yağış ortalaması 332.2 mm, geçen yıl yağış ortalaması 410.0 mm, ve bu sene son 5 ayın yağış ortalaması 291.8 mm olup yıllık ortalamaya göre %10 azalma, geçen seneye göre ise %29 gibi ciddi bir azalma var.

Marmara bölgesinde normal yağış ortalaması 379.1 mm, geçen sene 453.3 mm, bu sene ise 297.0 mm olup normal yağış ortalamasına göre %27, geçen yıla göre ise %33 azalma var.

Ege bölgesinde normal yağış ortalaması 379.1 mm, geçen sene 453.3 mm, bu sene ise 279.0 mm olup normal yağış ortalamasına göre %22, geçen yıla göre ise %35 azalma var.

Akdeniz bölgesinde normal yağış ortalaması 453.5 mm, geçen sene 666.3 mm, bu sene ise 508.5 mm olup normal yağış ortalamasına göre %12 artma, geçen seneye göre ise %24 azalma var.

İç Anadolu bölgesinde normal yağış ortalaması 199.3 mm, geçen sene 231.9, bu sene ise 184.6 olup normal yağış ortalamasına göre %7, geçen seneye göre ise %20 azalma var.

Karadeniz bölgesinde normal yağış ortalaması 343.0 mm, geçen sene 323.9 mm, bu sene ise 296.6 olup normal yağış ortalamasına göre %14, geçen seneye göre %8 azalma var.

Doğu Anadolu bölgesinde normal yağış ortalaması 279.9 mm, geçen sene 384.5 mm, bu sene ise 217.9 mm olup normal yağış ortalamasına göre %22, geçen seneye göre ise %43 azalma var.

Güneydoğu Anadolu bölgesinde normal yağış ortalaması 342.5 mm, geçen sene 568.9 mm, bu sene ise 359.8 mm olup normal yağış ortalamasına göre %5 artma, geçen seneye göre ise %37 azalma var.

Sayılardan da gördüğünüz üzere mevsim normallerine göre sadece Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde artma var onun dışında her yerde ciddi bir azalma var. Tabii göze çarpan bir başka detay da geçen seneye göre yağış olarak tüm bölgelerimiz de ciddi azalmalar var. Bir başka veri olarak 3 büyükşehirdeki baraj doluluk oranlarını paylaşmak istiyorum.

İstanbul'da geçen sene tam olarak bugün baraj doluluk oranı (genel) %93.7, bu sene ise %64.59.

Ankara'da geçen sene baraj doluluk oranı %35.28, bu sene ise %33.57.

İzmir'de geçen sene baraj doluluk oranı %77.88, bu sene ise %47.14.

Özellikle İstanbul ve İzmir'de ciddi bir azalma mevcut. Şu zamanlarda ellerimizi yıkarken su kullanımına çok dikkat etmemiz gerekiyor. Suyu ellerimiz sabunla yıkarken açık bırakmamak hepimizin dikkat etmesi gereken bir görev diye düşünüyorum. Sadece ellerimiz değil, dişlerimizi fırçalarken de aynı özeni göstermeliyiz ve duşumuzu da mümkün olduğunca hızlı yapmalıyız. Bu virüs sürecinin ne kadar süreceğini bilmiyoruz o yüzden mutlaka dikkat etmemiz gereken bir husus bu.

Önümüz bahar, yağış olarak bereketli geçerse ve biz de su tüketimin de dikkatli olursak ilerde çok büyük bir sıkıntı çekeceğimizi düşünmüyorum. Umarım bu bilgiler size farkındalık getirmiştir ve yararlı olmuştur. Herkese sağlıklı günler dilerim!

(01-04-2020, Saat: 19:15)Buluttanbildiriyor Eren Kısmet Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Koronavirüs ve Hava Tahmini

Ne alaka diyeceksiniz. Yani bütün dünyayı kasıp kavuran koronavirüsle hava tahmini arasında nasıl bir ilişki olabilir ki?

Bugün çok enterasan bir yazıya denk geldim.Yazının linkini ilgilenenler için en aşağıya bırakıyorum.

Ben özetleyeyim size: Hava tahmini işi on milyonlarca dolar değerindeki bilgisayarların inanılmaz karışık matematiksel denklemleri hesaplamasıyla yapılıyor. Biz (amatör) meteorologlar ise bu modellerin çıktılarını inceleyip analiz ediyor ve sizlerle paylaşıyoruz. Bilgisayarlar, bu modellerin içindeki hesaplamaları yapabilmek için başlangıç koşullarına ihtiyaç duyuyor. Yani, hesaplamanın yapılacağı anda  atmosferin her tabakasından alınan her türlü meteorolojik gözlem verisi bu modellere girdi olarak işleniyor. Bu başlangıç koşulları ne kadar kapsamlı ve doğru bir şekilde modellere beslenirse hava tahmini de o kadar başarılı oluyor. Bu işi bir üretim tesisi gibi düşünün. Ne kadar kaliteli girdi (hammadde), o kadar iyi ürün...

Başlangıç verisini (hammaddeyi) oluşturan bu gözlemlerin birçoğu uydulardan gelen verilerden oluştuğu gibi, önemli bir kısmını ise gökyüzünde dolaşan ticari uçaklar sağlıyor. Yani hepimizin oraya buraya giderken bindiği uçaklar aynı zamanda havadayken meteorolojik gözlem yapıp bu gözlemlerini çeşitli bilgisayar modelleriyle paylaşıyor.

Sorun tam da burada başlıyor. Bildiğiniz üzere, koronavirüs yüzünden hava trafiği tüm dünyada durma noktasına gelmiş durumda. Bu yüzden de, hava tahmini modellerini besleyen meteorolojik ölçüm verileri son derece sınırlandırılmış vaziyette. Bunun sonucu olarak, bu karantina dönemi geçinceye kadar bilgisayarların ürettiği hava tahminlerinin kalitesi ve tutarlılığında bir düşüş olması muhtemel. Özellikle, ülkemizin de dahil olduğu Kuzey Yarımküre'de ilkbahar ayları şiddetli gök gürültülü fırtınaların görüldüğü mevsimdir. Bu eksik verilerin; dolu, hortum ve yıldırım-şimşek aktivitelerinin görülebildiği gök gürültülü fırtınaların tahmininde daha da olumsuz sonuçlara yol açabileceği uzmanlar tarafından dillendiriliyor.

Kısaca, bu dönemde tahminlerde herhangi bir tutarsızlık oluşursa bilin ki bu sebeptendir. Yani bahanemiz hazır  İşin şakası bir yana, bana çok ilginç gelen bu olayı sizinle de paylaşmak istedim.

İlgilenenler için link: https://www.accuweather.com/en/severe-we...ime/711234

Yine meteoroloji - Corona virüs olayına başka bir örnek de, virüsün en fazla 5-11 C aralığında yaşadığına dair yapılan çalışma.

   

Vaka sayisi ve olum malesef hizla artis egiliminde, toplumun en aktif olan kismi hala is  basinda..

Heryerde görüyoruz duyuyoruz okuyoruz,

evde kal

hayat eve sığar

sakın dışarı çıkma.

bin türlü entrikalı sevimli gösterilen reklamlar.

Ama işe git çalış.

bunu anlayabilen varmı ? birtek benmiyim kendini aptal gibi hisseden ?

Virüs dostu sıcaklıkar bir süre daha bizlerle

Bu virüs fazla abartıldı.

Virüs kesinlikle abartilmadi. Abartilmis olsaydı İtalya'da çok kısa bir sürede çok yüksek rakamları görmezdi. Amerika'da bir anda 300 binleri gormezdi. Haberin doğruluğunu bilmiyorum ama Güney Kore'de iyileşen, virusu yenen 51 kisiye yeniden test yapilmis ve sonuc pozitif cikmis. Belki de onlar tekrardan agir bir sekilde gecirmeyecekler ama tasiyici oldukları için başka insanlara bulaştırma ihtimali doğuyor ve şu durum boyle olursa Dünya'da bu hastalığı kapmayan bir kişi bile kalmayacak.

(07-04-2020, Saat: 07:48)atsizat Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Bu virüs fazla abartıldı.

Böyle düşünenler var ancak bunu test etmek isterler mi acaba; virüse yakalanıp 10 gün mücadele etmeyi. Eminim çok farklı bir tecrübe olacaktır.

Virüsün yayılmaması için bu kadar önlem alınmasına rağmen bilinen sayı ile 100.000 ölüm oldu neredeyse, ama bazıları hala abartıldığını düşünüyor. Zaten bu önlemler birilerinin korkusuyla abartmasıyla değil bilim insanlarının hesaplamalarıyla ortaya çıkacak durum görüldüğü için alınıyor. Hadi bir ülke iki ülke aldı bu önemlemleri abartıp, tüm dünyadaki bilim insanları mı yanlış hesap yapıp bu durumu abarttı?Eğer bu virüs serbest bırakılsa tüm dünyada beklenen ölüm sayısı 100-200 milyon arası ölüm, bundan daha fazla kişide ise kalıcı hasar. Bilim abartmaz, doğruları söyler. Bilimin söylediklerini dikkate almayan ülkeler ise batmaya mahkumdur.

"Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin." -M.Kemal ATATÜRK

Bilimi put edinmiş ilah edinmiş birisi daha. Sizler ve kafir tarikatçıler bu ülkenin başına belasınız. Onlar seyhlerini ilah edinmiş siz ise aklınızı...

---

Şu en alta yazdığın söz ise Atatürk'e ait değil. Hiç bir eserinde böyle bir söze rastlanmamıştır. Bilimden dem vurursunuz ama oturup bir eser okumadan kime ait olduğu belli olmayan uydurma bir sözü birine nispet edersiniz. Ne bilim ama ))